156 s, renkli fotoğraflar, Türkçe.
Bugün, çoğu kimsenin ayırdında olmadan yaşadığı bir dönencenin eşiğinde. Yılın en uzun gününde. Hakkıyla yaşanması gereken bir zaman parçasında. Diliyle gerideki dişlerini yoklayıp hangisinin ağrıdığını bulmaya çalışıyor. Ağzının içini dağlayan sancı sorunlu dişi gizliyor. Basmakalıp bir ağrının gününü bozmasına izin vermiyor. Çenesini oynatmazsa sancıyı duyumsamıyor. Sabah yalnızca bir fincan kahve içiyor. Aldığı yudumları ağzında tutup gününü ondan esirgemeye çalışan dişi uyuşturuyor. Yanağını güneşin sıcağına vererek uzun bir yürüyüşe çıkıyor. Elinde taşınmaktan yıpranmış bir defter, tişörtünün cebinde keçe uçlu bir kalem. Yürüdüğü yol onu dalgakırana götürüyor. Kadına kayaların sonuncusunda rastlıyor. Yüzükoyun uzanmış, kayaya dayadığı dirseklerini gövdesine destek yapmış, önüne açtığı dergiyi okuyor. Dalgakıranda kol gezen esintisinin sayfaları çevirmesini önlemek için üst ve alt köşelerine birer çakıl taşı oturtmuş, soldaki sayfanın yarısını kaplayan fotoğrafa bakıyor. Kendi fotoğrafı bu. Durduğu yerden fotoğrafın altına iri puntolarla basılmış yazıyı seçebiliyor: 'Sanat, yalnızca özel hazlar edinmeye meraklı bir azınlığın ilgisini çeker olmuşsa, onu kitlelerden uzak tutan değerlerinden arındıracak bir devrimi kızağa koymanın zamanı gelmiş demektir.' Fotoğrafını çeken kişiye birkaç cümle daha söylediğini anımsıyor ama sayfanın altı boş. (Kitabın İçinden) Yayıncının Notu: Ofset Yapımevi için tasarlanan bu kitap 2000 adet Türkçe,300 adet İngilizce olarak basılmış ve tamamı numaralanmıştır.